14 Aralık 2010 Salı

7. Gün - New Hope



Sabah erken kalkıp Dünyanın en güzel köylerinden biri seçilen New Hope’a geçiyoruz. Vardığımızda buraya görmemi neden istediklerini çok iyi anlıyorum. Anıl ve Ebru’nun bahsettiği kadar güzel ve şirin bir köy. Tek bir caddede ibaret ama evleri ve atmosferi muhteşem. Bucks County adı verilen bölgede bir sürü küçük köy yanyana dizilmiş. Ortalarında ise Delaware nehri geçiyor ve 2 Eyaleti ayırıyor. Köprünün bir tarafı New Jersey diğeri ise Pennsylvania. Tüm gün köyleri dolaşıyoruz.




Beğendiğimiz yerlerde arabayı park edip biraz dolaşıyoruz, derken akşam oluyor. Daha önceden rezervasyonunu yaptığımız The Mansion Inn’in kapısına geliyoruz ve maalesef kapalı olduğunu farkediyoruz. Kapısına tadilat nedeniyle kapalı olduğunu yazışlar. Hemen yanındaki The Logan Inn’e gidip yer olup olmadığını soruyoruz. Neyse ki oda var ve ödemeye hazır olduğumuzdan daha ucuza oda buluyoruz. Orada Mansion Inn’de geçen hafta mutfakta yangın çıktığını öğ reniyoruz.




Geçe biraz sokaklarda dolaşıp bir restoranda yemek yiyoruz. Burada ilk Pastrami’mi yiyorum ve inanılmaz lezzetli olduğunu söylemeliyim. Çıkıyoruz ve biraz dinlenmek üzere otele geçiyoruz. Saat 8:30 için sözleşiyoruz. Anıl uyuduğundan Ebru’yla daha önce gözümüze kestirdiğimiz bara gidiyoruz. John & Peter’s adlı bar Amerika’da sigara içildiğini gördüğüm tek bar. Muhabbet ederken canlı müzik başlıyor. Rainbow Fresh adında bir grup sahne alıyor. Ve grup tahminimizden daha başarılı çıkıyor. Ebru’yla keyifle grubu izleyip otelimize dönüyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder