17 Nisan 2011 Pazar

On & Off'lu yas tutmaca


Artık sanırım alıştım, her sene 1-2 kere birilerini hayatımdan çıkarıp yasını tutmasam çatlarım. Yanlış anlaşılmasın, kimse ölmüyor aslında! Sadece ben yitiriyorum ve yasını tutuyorum. Herkes iyi olmaya devam ediyor!

Yine ve yeniden yas vakti geldi. O veya şu sebepten dolayı birisini yitirdim yine. Yakın çevremdeki insanlar bilir. İçimde “on” ve “off” düğmesi vardır. “On” konumundayken bendeki değişiklik gözle görülür fark edilir. Doğal olarak “off” konumu da kendini zıt kutuplarda belli eder.

“on” konumu belirtiler:
  • hep neşeli
  • hep bakımlı
  • hep eğlenceli
  • hep dışarıda
  • hep konuşkan
  • hep ilgili
  • bol müzik, bol eller havaya tribi, bol gülmece
  • bol Yüksek Sadakat-Haydi gel içelim
  • kısaca “optimist” takılmaca

“off” konumu belirtiler:
  • daimi suskun
  • daimi hüzünlü
  • daimi bakımsız
  • daimi eve kapalı
  • daimi soru işaretleri
  • daimi ilgi ihtiyacı
  • bol şarap, bol resim yapma, bol ağlaklık
  • bol Nev-Zor
  • kısaca “Weltschmerz” sendromu yüksek

Bir de arada kalan bir modum vardır. İpini koparmış köpek gibi ortalarda dolanırım, nedeni ise belirsizdir. Ben bile kendimi bu moda geçtiğimde tanımakta, anlamakta zorlanırım. “Çevredekilere verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” modeli oluveriyorum.

Sen ne dayanılmazmışsın demeyin. Tüm bu saydığım özelliklerimin yanı sıra bolca olumlu yanlarım da var. Onları keşfetmek size düşer ;)

Neyse gelgelelim “on”dan “off”a geçme konusuna, yani yas tutma sürecine. Bu aralar öyle gereken bir sürece girdim. Yani birilerini gömüp üzerine bol toprak atıp, yoluma devam etme zamanı. Evet, çok keskin ve kesin yargılardayım, ancak böyle olmasam varlığımı yitiririm. Nefes alamaz olurum. Bu da kendimi koruma mekanizmam diyelim.

“Off” konumu her zaman kötü anlama gelmez. Bazen de kendim için doğru olan, iyi olan budur.

İyi olduğunu düşündüğümden “off”a geçiyorum! Rahatsız etmeyin!

“On”a geçmeye hazır olduğumda bir e-ferman ile ilan ederim ne de olsa…

14 Nisan 2011 Perşembe

Ruh Emiciler öptü beni



Zaman zaman etrafımdaki özel seçilmiş insanlardan söz etmişimdir. Bizler seçilmiş ruhlarız dediğimi hatırlar gibiyim.

Bugün Harry Potter’daki Ruh Emiciler beni öpüp de içimdeki tüm güzellikleri, iyilikleri beraberinde alıp götürmüş gibi hissettim. Bir taraftan ruhum orgazmik hareketler içerisindeyken, diğer taraftan kendimi telkin etme çalışıyorum. Herşey güzel olacak, yine eski günler geri dönecek. Harry Potter
Expecto Patronum büyüsünü kullanırdı, ben ise sevgi ile savmaya çalıştım.

Halen ruhum bi nahoş, halen bi buruk, halen bi ekşimsi tadı var... ama iyi olacak! Sadece biraz inzivaya çekilmeye ihtiyacı var, biraz dinlenmeye... vakitle eski haline dönecektir. Neticede seçilmiş ruhlarız! Ruh Emicilerin boyunduruğu altına kolay kolay girmeyiz. Onlara ahkam kesmem, ama teslim de olmam. Benim de Expecto Patronum’um var!

Ruh Emiciler hayatımın her evresinde oldular, olmayı da sürdürecekler. Tüm fedakârlığım, iyi niyetim, dostane tavrım, sevgi pötürcüğülüğüm, paylaşımcılığım karşısında etkisiz ve tepkisiz kalabilenler grubu varlığını sürdürecek. Onlarla yücelmeye devam edecem, onlar beslenmeye devam edecek!

Seçilmiş ruh olmayı sürdüren herkese...