10 Şubat 2010 Çarşamba

Kaçıp gidesim var çok sevdiğim bu şehirden


Hiç pişman olmadım İstanbul’a yerleşik yaşadığım 12 senedir. Bir gün dahi bu şehirden uzak olsam havasını , sesini ve ışıklarını özlerim. Kronikleşmiş hatalarını örtbaz eder, görmezden gelmeyi başardım bu sürede. Bana hep gülümsedi, hep şans getirdi, hep yanımda oldu İstanbul.

Elbet o gün gelecekti, elbet beni bir gün kıracaktı!

Yaşadıklarımdan İstanbul’u sorumlu tutmak yanlış gelebilir, belki de öyle, belki de kolayı seçtim. Ne de olsa İstanbul bana karşı çıkamayacak, bana sinirini dökemeyecek. Benim de işime geldi diyelim.

Sadece bir senede ne kadar çok şeyin değişebilceğini gördüm. Hayatımda çok önem verdiğim, dost bildiğim insanların nasıl yer değiştirdiklerini, yanlış anlaşılmanın ne kadar kolay olduğunu, beklemediğin bir anda hayatına giren insanın ne kadar önemli olabileceğini, ufak şeylerin nasıl can yaktığını, şükretmenin ne kadar önemli olduğunu, yanılgılar, önyargılar, takılan maskeler, gerçek olmayan değerler, arzuların dileklerin yerine nasıl gelemeyeceğini...

Tüm bunları bir sene kadar kısa bir süreye sığdırabilmişim!

Yaşananlardan hep ders çıkarmaya çalışanlardanım, bu dersi anlamadım, sınıfta kaldım bu dersten hocam ya!

İstanbul ilk defa nefessiz bıraktın, ilk defa boğazımı sıktın, ilk defa karanlık geldin, ilk defa ruhsuz, ilk defa çirkin geldin, ilk defa ilelebet senin olmak istemiyorum İstanbul!

Canım yandı İstanbul, senin de canını yakmadan seni terk edesim var!

Yeni bir şehirde, yeni bir hayat, yeni heyecanlar, deneyimler yaşayasım var!