20 Haziran 2011 Pazartesi

5’inden biri eksik olsaydı???

Hayatımızda varolan bazı şeylerin değerini bilmeyi, onların varlığı için şükretmeyi, onları doğru kullanmayı atlıyoruz. Örneğin duyularımız. Bugün Küçükçiftlik Parkının önünden geçerken sanki oraları siyaha boyanmış gibiydi. Sonisphere Festivali vardı ve katılımcılar bu sene Iron Maiden, Alice Cooper ve Slipknot dinlemeye gelmişlerdi. Metal müziğin rengi olan siyahı görmek ortalıktaki heyecana şahit olmak her ne kadar hoşuma gitse de, hayatını sadece siyah görerek geçiren insanlar takıldı aklıma. Bir ömür siyah dışında bir renk göremeyen; turuncu, pembe, yeşil, mavi vs. gibi renklerin ne olduklarını bilmeyen körler bir diğer deyişle görme engelliler.

Biz görebilenler her gün, her an ne kadar büyük bir nimete sahibiz. Görebildiğimiz, duyabildiğimiz, koku alabildiğimiz, tat alabildiğimiz ve dokunabildiğimiz için kaç kere şükrettik?

Gece gece bu konuyu nerden buldun diye sormayın. Bir video izledim (aşağıda bulabilirsiniz), aslında video kelimeleri değiştirmek üzerine, ancak konuyu bir görme engellisi ile anlatmışlar. Daha fazla detaya giremeyeyim, çünkü sonunda gözlerim doldu. Eh hal böyle olunca da insan düşünmeye başlıyor elbette. Görebiliyorum, duyabiliyorum, koku alabiliyorum, tat alabiliyorum ve dokunduğumda hissedebiliyorum hatta bir tık ötesi konuşabiliyorum. Tüm bunları için şükrediyorum bir kez daha!!!

Dokunduğumda hissedebiliyorum deyince ufak bir tebessüm etmeden de geçemiyorum. Kendi adıma içim rahat dokunduğumda gerçekten hissedebilenlerdenim, ama ya birine sadece dokunmak için dokunanlar? Yani anlık tatminler yaşayanlar? Acaba bir gün hissedebilecekler mi gerçekten? Neyse bunların konumuzla alakası yok zaten!
 
Umarım video hoşunuza gider…

Bende bugünün misyonunu gönül rahatlıyla yerine getirmiş sayılırım.

Duyularınız her daim açık olması dileğiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder