20 Mayıs 2011 Cuma

Enerjisi düşük günlerden biri

Sabah kalkarsın ve enerjin yerlerde sürünür, yatağın çekim gücü olağanüstü yüksek, sıcacık yastıktan kafan bi türlü kopmak istemez, mümkünse yorganı burnuna kadar çekip günü es geçmek istersin.

Böyle günler yaşanır hem de sakız gibi de uzayıp giden bir kıvamda olurlar.  Genelde toplumsal pesimist günlerde enerjimi yükseltmeye çalışırım, ancak maalesef ardı kesilmeyen olumsuz haberler, insanların yüzünün asık olması, doğru gidecekken eğrileşen olaylar bir türlü bitmek bilmez. Dolayısıyla bir an gelir, bende ruh emen enerji düşüklüğüne yenilip giderim.

Zaten bu aralar pek de iyi sayılmayan ruh halim, açığı bulmuşken dalıverir içeri ve içimdeki pozitifliği kemirmeye başlar.

Bu sabah uyandığımda her ne kadar günün enerjisi düşük olduğunu hissetsem de yenik düşmeme karar aldım. ‘Yıkılmadım ayaktayım’ kıvamında takılmayı sürdürecem.

Bu konuda sevgili dostum Defne’nin bana koyduğu hedefler de etkisiz sayılmaz. Hedef ne mi? Her hafta en az bir kişiyi beğeneceksin! Bu noktada ufak ta olsa bir açıklama; biraz zor beğenirim, sanırım çıtam pek bi yüksek’miş’. Neyse ki bu haftaya 2 kişiyi sığdırabilmiş olmanın neşesi doldu dizgin devam etmekte. Mahcup düşmemekle birlikte gözlerimin yeniden görmeye başladığını farketmiş olmanın dayanılmaz hafifliğindeyim.

Beğendiklerime Defne’nin yorumu ise şu şekilde: Neyse ki etrafında dolanan '!@%^+’&' adamların arasında seni %20 daha az üzecek birini bulmuşsun. Benim tepkim ise: ‘Yaşasın iyileşmeye başladım’ kısaca bir başarı öyküsünü izlemeye başladınız ;))

İzlemekle kalmayıp katılmayı deneyin. Çok eğlenceli olmasının yanısıra ruh kemiren bu günlere ilaç gibi geliyor.

Eh hadi artık reçeteyi verdik, bundan sonrası sizin elinizde. Son bir öneri; kendinize iyi bir danışman bulun; ne de olsa bir yorum isteriz, değil mi kızlar?

Enerjinizin anbean yükseleceği günlere...

Bir de size güzel bir şarkı ekledim =))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder